Müzik insanın sevindiğinde,duygulandığında,mutlu veya hüzünlü olduğunda her zaman yanında olan ve vazgeçilmez bir tutkudur. Dünya da hiç müzik dinlemeyen kişi kalmamıştır. Herkes kendi tarzına göre müzik dinleyerek yaşamanı sürdürmeketedir. Yani o insana göre ruhunun gıdası dinlediği tarz müziktir. Dünyada kaç çeşit müzik tarzı vardır bilmiyorum ama kesin ilginç tarzda da müziklerde vardır. Dünya da bi de kaç çeşit müzik aleti vardır acaba. Hepsini çalmayı çok isterim. Tabi ki çalmak için yetenek gerekiyor. Yani tam halamın oğlunu anlatıyor. Adam hem yetenekli her şeyi çalabiliyor, hem de mühtiş bir sesi var yani bir şeyleri yapmak için yetenek gerekiyor. Nerde kalmıştık, müzikte, aslında çok güzel bir şey insana huzur verir, içini sevinçle doldurur müzik ne ilginç bir şey, aslında değişik tarzlar değişik sesler gün geçtikçe çoğalıyor. Aslında bazıların sesi kötü olmasına rağmen şarkıcı olabiliyor. Bunları geçelimde müziğin faydalarından bahsedelim biraz da aslında müziğin faydaları çok ilginç. Eski zamanlar da Osmanlı da bir çok hastalığı müzik ile tedavi etmeye çalışmışlardır.
Günümüzde araştırmacılar, beden ve zihin hastalıklarının tedavisinde müziğin kullanılması konusunda hemfikirdir. Bu konuyla ilgili yapılan birçok araştırma, hekim ve müzisyenlerin depresyondan kansere, yüksek tansiyondan kronik ağrılara, disleksiden akıl hastalıklarına, migrenden uyuşturucu madde bağımlılığına kadar geniş bir kulvarda tedavi amacını müziği kullandıklarını göstermektedir. Müzikle tedavi ve terapi ilk olarak hastaların kendisine öz güveninin oluşmasında, genel sosyal bağların gelişmesinde iyi yönde sonuçları doktorlar tarafından da kabul edilen müzikle tedavinin ve terapinin Anadolu’da başlıca merkez noktaları vardır. Anadoluya gelen medeniyetler içende müzikle tedavi ve terapi yöntemini en çok uygulayan medeniyetler Selçuklu devleti ve Osmanlı devletidir. Ancak müzikle tedavi yöntemi Osmanlılar döneminde zirveye ulaşır. En başta Edirne olmak üzere Kayseri, Sivas, Amasya, Manisa ve Bursa’da tedavi merkezleri ve yöntemleri oluşturulur.
Sultan II. Bayezid’in, Edirne’de 1488 yılında yaptırdığı DARÜŞŞİFA da hastalara su sesi ve müzikle tedavi yapılmasını emrettiği bilinir. Bu konuda bilinen seyyah Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde ‘akıl hastalarının burada müzikle nasıl tedavi edildiklerini’ yazar. Evliya Çelebi’nin anlatımına göre; “Müziğin insan ruhunda olumlu etkisi konusu yeterli bilgi ve deneyime sahip darüşşifanın hekimbaşısı, hastalarına önce çeşitli müzik makamları dinletilip, kalp atışlarının hızlanıp ya da yavaşladığına bakıyor, yararlandıkları uygun melodiyi belirliyor ve ondan sonra tedaviye başlıyor.” Yine Çelebi, aynı eserde hafıza ve hatırları güçlendirmede isfehan; aşırı hareketli, heyecanlı hastaları sakinleştirmede rehavi; sıkıntılı, karamsar durgun ve neşesiz hastalara da makamların iyi geldiğini belirtir. Ne kadarda güzel bir şey yapmışlar böyle Arkadaşlar bazıları benim fikrim bazılarınada başka kaynaktan aldım yazımı okuduğunuz
için teşşekkür ederim
Yazan : Öksüz
Leave a comment