Müzik ve İnsan

Müzik bizim karşımıza çıktığı andan itibaren bizim ruhumuzda oluşan yegane kuvvettir. En azından benim için öyle. Müzikle birlikte insan kendini tamamlar oradan gelen bir ezgiyle belki bir şarkı sözü ile bütün ruh dünyası değişiverir adeta. Hem hep demezler mi zaten müzik ruhun gıdasıdır diye. O gıdadan ruhumuzu mahrum etmemek gerek. En azından ben mahrum etmemeye çalışıyorum. Her gün en az bir saat müzik dinliyorum. Ezgilerle yatıp kalkıyorum çoğu geceler. İnsanlara dahi anlatamadığım dertlerimi müzikte buluyorum. Ve kederleniyorum çoğu kez. Ama o kederi de alıp götürüyor müzik. İşte müzik bu denli yakın insana bir anda kederliyi mutlu; mutluyu kederli yapabiliyor işte.

Bana sorsalar müzik bir insan olsa. Ete kemiğe bürünse sırf bu kararsızlık özelliğinden mi yoksa kendimden de olduğu için mi bilinmez. Müziğin ikizler burcu olduğunu düşünürüm.
Her neyse ya. Ben asıl mevzuya döneyim. Yani kendime. Ney… beni ben yapan bana şekil veren bir dost. Dost diyorum çünkü ney benim için bir müzik aletinden bir enstrümandan ya da herhangi bir nefesli çalgıdan çok daha fazlası. Kederlerime ortak olan, mırın kırın etmeden dinleyen bir dost. Bana şekil veren dedim çünkü: ney size ayak uydurmaz siz neye ayak uydurmak zorundasınız. Ona acı ile bütün kederinizi ona aktararak üflerken bile her derdin her sıkıntını da bir edebi adabı olduğunu hatırlatır bana ney. Üflerken belimi büker kibrimi büker adeta. Başımı yana yatırır ki bu da teslimiyettir bazen. Her derde çok fazla üzülmemek gerektiğini, bazen tevekkül edip rabbine bırakmak gerektiğini adeta haykıran bir teslimiyet.
Ve en sonu da destek. Elinin dizinden destek alması bu hayatta kimsenin yalnız yaşamayacağını ve kalamayacağını vurgular bana. Mutlaka destek aldığınız, güvendiğiniz bir şeyler olmalı ki o dertler sıkıntılar üzerinize çullandığı vakit bir daha yerden kalkmak için yerin desteğinize ihtiyacınız olduğu gibi bu dertlere karşı kazanmak için de desteğe ihtiyaç
var. Onlar da dostlardır. Dostu olmayan adam kör kılıç gibidir. Ne kadar taşlarla süslenirse süslensin. Ne kadar büyük bir ustanın elinden çıkarsa çıksın, ne kadar yiğit bir savaşçının
elinde olursa olsun kesmez. Kördür hakikatlere, gerçeklere ve hayata.

Her neyse. Müzik insanın coşkulu, sevinçli ve hüzünlü duygularını ifadede çok büyük bir araçtır. Genelde uzakta olan yara kavuşma arzuları, coşkuları, sevinçleri, sitemleri bazen de tabiat hakkında dağlara yollara, bulutlara, çöllere sitem edişleri dile getirir. Müziğin de çeşitliği dalları vardır. Klasik müzik, sanat müziği, halk müziği vesaire. Hani herkesin ağzına sakız olmuş bir laf var ya. Müzik ruhun gıdasıdır. Tamam müzik ruhun gıdasıdır. İşte insanlara iyi gelir ruhsal açıdan düzeltir. Efendime söyleyeyim Osmanlı zamanında hastalar müzikle tedavi edilirdi. Bunlar iyi hoş da şimdiki müzik anlayışı çok değişti. İnsanlar bazen müzik yapayım derken müzik katlettiler. Yahu müzik ruhun gıdasıdır diye diye bunları dinlediler falan. Hep ne oldu ruhumuz obez oldu. Evet hormonlu müzik ala ala ruhumuzu obez ettik maalesef.

O sebepten müzik dinlerken de seçici olmak gerek. Ruhumuzu obez olmaya götürecek müziklerden uzak durmak elzemdir. Eğer müziği bu şekilde dinlersek hem gerçek bir sanatsever oluruz. Hem de asıl sanata kıymet vermemiz gerektiğini de idrak etmiş oluruz. Bunun sonucunda da kültür seviyesi yüksek, müzik estetiği iyi bireyler yetişir. Bu bireyler de zamanla toplumu etkileyerek toplumumuzun içinde meydana gelen o büyük bozulmaları da düzeltebilir. İyi bir müzik adamı olma dilekleriyle…

 

 

 

Yazan  : Zübeyir

02 / Oca / 2018

Leave a comment

Onay Kodu
.
Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.

Enstruman Eğitimi

Bize her konuda yazabilirsiniz. Editörlerimiz mesajlarınıza 24 saat saat içerisinde yanıt vereceklerdir. Bize yazmak için Buraya tıklayınız.